İsrail, savunma sistemleri ile dünya genelinde önemli bir askeri güç olarak bilinirken, son günlerde yaşanan gelişmeler bu gücün sorgulanmasına neden oldu. Özellikle, ülkenin temel savunma yapılarından biri olan füze kalkanının tehlikeye girmesi, askeri ve siyasi analistlerin dikkatini çekiyor. ABD'nin, İsrail'e yönelik askeri yardımlarının belirsiz hale geldiği bu dönemde, İsrail'in füze savunma sistemlerinin durumu merak konusu oldu. Peki, İsrail bu süreçte ne yapacak? ABD’siz son 10 gün nasıl geçilecek? İnceleyelim.
İsrail, uzun yıllardır bölgedeki tehditlere karşı çeşitli savunma sistemleri geliştirmiştir. Bu sistemlerin en ünlüsü, Iron Dome (Demir Kubbe) olarak adlandırılan ve kısa menzilli füzeleri etkisiz hale getiren füze savunma kalkanıdır. Bunun yanı sıra, David's Sling ve Arrow sistemleri ile de orta ve uzun menzilli tehditlere karşı hazırlık yapmaktadir. Ancak, bu savunma sistemleri büyük ölçüde ABD'nin sağladığı finansal ve teknolojik destekle ayakta kalmaktadır. Son günlerde ABD ile girilen tartışmalar, bu destek mekanizmalarını sorgulayıcı hale getirmiştir.
ABD, İsrail'in en büyük askeri müttefiki olarak, yıllardır bu ülkeye milyarlarca dolarlık askeri yardım göndermektedir. Ancak, son zamanlarda ABD'nin iç politikalarındaki değişim, bu yardımların geleceğini belirsiz kılmaktadır. Biden yönetiminin Ortadoğu politikaları, bazı gruplar tarafından eleştirilmektedir; bu durum, verilen desteklerin azalmasına yol açabilir. Özellikle, Kongre'deki bazı üyelerin, İsrail’in uygulamalarına yönelik tutumları ve itirazları, yardım bütçelerinin gözden geçirilmesine sebep olmaktadır. Bu belirsizlikler, İsrail için büyük bir problem teşkil ediyor; zira Rusya'nın, İran'ın ve diğer bölgelerdeki düşmanların askeri kapasitesinin arttığı bir ortamda, füze kalkanlarının erimesi büyük bir tehdit oluşturuyor.
Bütün bu gelişmeler ışığında, İsrail, ABD'siz kalan son 10 günde ne tür stratejiler geliştirebileceği üzerine yoğunlaşıyor. Ülkenin savunma bakanlığı, yerli üretim ve iş birliğine dayalı uluslararası anlaşmalar yaparak, bağımsız bir savunma stratejisi oluşturmanın yollarını arıyordur. Ancak bu süreçte, en büyük zorluklardan biri, teknolojik üstünlüğü sağlamak için gereken kaynakların yeterli olup olmamasıdır. Tüm bu faktörler, İsrail'in askeri politikalarında büyük değişiklikler yaşanmasına sebep olabilir.
Sonuç olarak, İsrail’in füze kalkanının durumu, sadece askeri strateji açısından değil, aynı zamanda ülkenin siyasi istikrarı açısından da önemli bir meseledir. ABD desteğinin azalması, bölgedeki güç dengelerini etkileyebilir ve İsrail'in karşılaştığı tehditleri daha da arttırabilir. Bu nedenle, önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler dikkatle izlenmelidir. Uluslararası ilişkilerin karmaşık yapısı içinde, bu tür konuların her daim değiştirebileceği dinamiklerin olduğu unutmamak lazım. İlerleyen günlerde, hem İsrail hem de ABD'nin yapacağı açıklamaların yanı sıra, uluslararası toplumdan gelen tepkilerin de önemli olduğu aşikar.