Titanik, batışı ve trajik hikayeleri ile hafızalarda derin izler bırakan bir gemi olarak tarihe geçmiştir. Ancak bu felaketin ardında, yaşamlarını kaybeden yolcuların birçoğunun hikayeleri, hatıralarını canlı tutmaya devam etmektedir. İşte bu hikayelerden biri, belki de en ilginç olanı, Titanik'in en şanssız yolcusu olarak bilinen vakadır. Bu yolcu, aslında gemiye binmemesi gereken bir kişiydi; ancak yaşanan olaylar onun trajik sonunu hazırladı.
1912 yılının Nisan ayında, R.M.S. Titanic’in suya inilmesi, dönemin en çok beklenen olaylarından biriydi. Kuzey Atlantik Okyanusu’nda yapılacak olan bu transatlantik seferi, birçok insan için yeni bir başlangıç anlamına geliyordu. Ancak bu yolculuğun, hayatla dolu olan birçok kişinin umutlarını suya gömeceği kimse tarafından tahmin edilemezdi. Titanik’in, yolculuğuna çıktığı gün, birçok insanın hayatı tamamen değişecek ve birçok hikaye trajik bir sonla noktalanacaktı. İşte bu yolculuk sırasında önemli bir yolcu olan bir adam, Titanik’e binerken tesadüfen yaşanan bir durum nedeniyle eline geçen fırsatı değerlendirdi, fakat bunun sonrasında yaşananlar, hayatını kaybetmesine sebep oldu.
Raymond W. Smith, Titanic seferine alınan ilk yolculardan biri olarak yol alıyordu. Aslında, binişinin öncesinde yaşadığı bir dizi olay, ona gemiye binmemesi gerektiğini düşündürecek kadar derindi. Finansal hayatında peşine düşen karmaşalar, onu umutsuz bir duruma sokmuştu; fakat o, tüm bu zorluklara rağmen yolculuk için karar verdi. Bu seçim, yalnızca onun değil, Titanik ile birçok insanın da kaderini değiştirecekti. Raymond'un hikayesi, aslında birçok kişiyi etkileyen ve derin izler bırakan anekdotlar arasında kritik bir yer tutar.
Titanik yolculuğunun başlama aşamasında, Raymond'un yanında olan arkadaşları da onun ikilemini derinlemesine hissetmişlerdi. Yoldaşları, onun acil bir iş nedeniyle yolculuğu iptal etmesi gerektiğini ısrarla belirttiler. Fakat Raymond, bu yolculuğun kendisi için bir fırsat olduğunu düşündü. Gemideki lüks ve zenginlik, ona yaşamındaki zorluklardan bir kaçış sundu. Arkadaşlarının iyiliği için önerilerine kulağını kapatan Raymond, hayatta kalma arzusuyla Titanic’e bindi. Olan biten her şeyin ardından, bu kararın trajik sonuçlarını yaşayacağının farkında değildi.
Titanik’in ilk günleri, yolcular arasında kutlamalarla geçiyordu ve bu kutlamalar, herhangi bir olumsuzluğun habercisi olmadığını gösteriyordu. Ancak herkes gibi, Raymond da yaşanan bu huzur ortamının ardında, yaklaşan facianın bilinmezleri olduğunu gözden kaçırdı. Yolculuğun yolculuk döneminin sonunda, geminin batışı ve su almasıyla olayların seyri tamamen değişecekti. Fakat Raymond'un içsel bir öngörüsü vardı; sanki ona bir şeylerin ters gideceği yönünde bir sezgi gelmişti. Fakat bu sezgiyi dinlemedi ve biletinin son dakika iptalini gerçekleştirmedi.
Titanik’in trajedisi, hem öylesine benzersiz bir birikimi hem de dikkatsizliğin sonuçlarını gözler önüne seriyor. Raymond ve diğer yolcular bu korkunç olay sırasında çeşitli yollarla hayatta kalmaya çalıştılar. Ancak şartlar, hiçbir şekilde beklenildiği gibi gelişmedi. 15 Nisan 1912 gecesi, Titanik’in yangın alması ve dondurucu sulara gömülmesinin hemen ardından, çoğu yolcu olduğu gibi Raymond’un da çaresizliği, aniden onu karşılamıştı. Arkadaşlarının önerilerine kulak vermediği için onları kaybetmişti ve bunun getirdiği derin bir vicdan azabı da ruhunu sarmalamıştı.
Söz konusu hikaye, Titanik faciasından sonra birçok mit ve efsane oluştururken, bugüne kadar bilinmeyen birçok gerçeğin de gün yüzüne çıkmasını sağladı. Raymond’un, bu trajik olaylarda hayatını kaybedenlerden biri olarak anılması ve hikayesinin anılması, aslında gemiye binmemesi gereken bir kişiyi sembolize ediyordu. Bu hikaye, Titanik’in yalnızca bir gemi değil, aynı zamanda denizlerdeki beklenmedik ve korkutucu olayların bir simgesi olarak da hafızalarda yer etmeye devam etmektedir.
Titanik’te, bir yolcu olarak hissettiği hayal kırıklığı kafasında sürekli yankılanırken, hikayesinin birçok nesil boyunca hatırlanması, onca yıl geçmesine rağmen bağlantıları ve eğitimleri ile yaşamaya devam edecektir. Fakat duyduğu duygu ve vicdan azapları da, ne olursa olsun, hayatta kalmanın ve var olmanın kıymetini genç nesle aktarmak adına önemli ve öğretici bir ders niteliği taşımaktadır. Raymond W. Smith, Titanik’in en şanssız yolcusu olarak anılırken, onun hikayesi belki de daha fazla insan için bir uyarıcı rol üstlenecektir.