Samsun, 2023 yılına damgasını vuran doğal olaylara bir yenisini daha ekledi. 17 Ekim 2023 tarihinde, saat 15:24'te meydana gelen 3.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü, kentin merkezine oldukça yakın bir bölgede yer aldı. Bu durum, halk arasında paniğe yol açtı. Depremin ardından yapılan ilk incelemelerde can kaybı ya da ciddi mal kaybı yaşanmaması sevindirici bir detay olarak kaydedildi. Ancak uzmanlar, deprem sonrası meydana gelen aftershock’lara karşı dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor.
Depremin hemen ardından, Samsun Valiliği ve AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) hızlı bir şekilde harekete geçti. Olayın ardından yapılan açıklamalarda, vatandaşların panik yapmamaları ve güvenli alanlara yönelmeleri konusunda uyarılar yapıldı. Herkesin aklında aynı soru vardı: Deprem sonrası Samsun’un güvenliği nasıl sağlanacak? İlk yapılan hasar tespit çalışmaları neticesinde, binalarda ciddi bir hasar görünmediği bildirildi. Ancak yaşanan bu gelişmeler, deprem güvenliği konusundaki endişeleri bir kez daha gündeme taşıdı. Ayrıca, yapılan incelemelerde bazı iş yerlerinin ve konutların hafif hasar gördüğü belirlendi. Bu nedenle, uygun önlemlerin alınacağına dair açıklamalar yapıldı.
Yer bilimciler, meydana gelen depremin büyüklüğünü ve meydana geldiği derinliği göz önünde bulundurarak, bazı bilimsel açıklamalarda bulundular. Uzmanlar, Samsun'un yer aldığı fay hattının aktif olduğunu ve bu yüzden benzer depremlerin yaşanmasının mümkün olduğunu vurguladılar. Bu tür doğal olayların önüne geçilemeyeceği gerçeği, halk arasında deprem bilincinin önemini bir kez daha hatırlattı. Yer bilimciler, depremin büyüklüğünün düşük olmasının ve derinliğinin orta seviyede olmasının, büyük bir yıkıma neden olmadan atlatılmasına olanak sağladığını ifade ettiler. Ancak yine de, halkın bu tür olaylara karşı daima hazırlıklı olması gerektiğini belirttiler.
Deprem sonrası, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı, “Halkımızın güvenliği bizim için her şeyden önce geliyor. Yaptığımız hasar çalışmaları sonucunda, herhangi bir can kaybı yaşanmadan bu durumu atlatmış olmamız en büyük sevincimiz.” dedi. Bu tür olayların, vatandaşların bilinçli olmasının önemini gösterdiğini vurguladı. Ayrıca, önümüzdeki günlerde deprem tatbikatlarının artırılacağına dair müjdeli bir gelişme de paylaşıldı. Bu tatbikatlar, özellikle çocuklar ve gençler için kritik bir öneme sahip. Deprem anında nasıl hareket edilmesi gerektiğinin öğretileceği bu tatbikatlar sayesinde, olası durumlar karşısında daha hazırlıklı bir toplum oluşturulması hedefleniyor.
Sonuç olarak, Samsun'da yaşanan 3.6 büyüklüğündeki deprem, hem bir sarsıntı hem de bir uyanış olarak değerlendirilmeli. Doğanın güçlerine karşı hazırlıklı olmak, toplumsal bilinçlenmeyi artırmak en önemli hedef olmalı. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için önleyici tedbirlerin alınması, hem yerel hem de ulusal düzeyde önem arz ediyor. Samsun’un ve diğer depreme maruz kalma ihtimali olan bölgelerin, sürekli bir izleme ve değerlendirme sürecinde olması gerektiği gerçeği unutulmamalıdır.