Eşini öldüren bir zanlının mahkemede yaptığı savunma, toplumda büyük tepkiye yol açtı. Olay, geçtiğimiz aylarda yaşanan bir aile içi şiddet vakasında gerçekleşmiş ve kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. Cinayet zanlısı, duruşmada yaptığı savunmada suçu meşrulaştırmaya çalışarak pişkin ifadelerde bulundu.
Mahkemede, zanlı eşini kıskançlık nedeniyle öldürdüğünü itiraf etti. Ancak, “Kendimi kaybettim, o da beni provoke etti,” şeklindeki sözleri, hem mahkeme heyetinde hem de duruşmayı izleyenlerde büyük bir öfkeye neden oldu. Zanlının ifadeleri sırasında salonu dolduran mağdur yakınları gözyaşlarını tutamazken, avukatları cinayetin hiçbir gerekçeyle hafifletilemeyeceğini belirtti.
Savcı, zanlının en ağır cezayı alması gerektiğini vurgulayarak, “Kamu vicdanını derinden yaralayan bu vahim olayın bahanesi olamaz. Zanlının soğukkanlı bir şekilde eşini öldürdüğü açıktır,” dedi. Mahkeme heyeti, duruşmanın sonunda zanlının tutukluluk halinin devamına karar verdi ve davayı ileri bir tarihe erteledi.
Kadın hakları savunucuları, duruşmanın ardından açıklamalarda bulunarak bu tür savunmaların toplumda şiddeti normalleştirme riski taşıdığına dikkat çekti. “Hiçbir gerekçe, bir insanın yaşam hakkının elinden alınmasını meşrulaştıramaz. Adaletin en ağır şekilde tecelli etmesini bekliyoruz,” ifadeleri kullanıldı.
Olay, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve caydırıcı cezaların uygulanması konusundaki çağrıları yeniden gündeme taşıdı. Kadın örgütleri, bu tür davalarda verilen cezaların şiddeti durdurmak için kritik önem taşıdığına vurgu yaparak toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini belirtti.